Sabah ezanı Kahire'de nasıl okundu acaba? Mursi o ezanı hangi duygularla dinledi? Ya Sisi? "En büyük Allah'dır" çağrısında, kendi iç firavunluğunu tartıştı mı? Ya Sisi'nin hanımı, sabah ezanını dinlerken kocasının kulağına "Aldırma en büyük sensin"mi dedi? Peçeli bir yüzün taşıdığı kalpte: İman, amel, basiret, feraset, merhamet ve adalet olması gerekir. Ya da "Sisi, Firavun'luk bize yakışmaz. Bu dünyanın ötesi de var. Ötesinde hesap, kitap var" demiş midir? Ezan ile birlikte Şam'da, Erbil'de, Bağdat'da, Kudüs'te, Türkistan'da mazlum imanını artırırken, zalim zulmünü artırmaya devam mı ediyor? Ezan; sadece Müslümanları mı yıkar, temizler?
Ezan ile birlikte yollara düştüm. Konya'da olmak istiyorum. Olmak bu cağda pek zor. Kalbi sökülmüş ve her tarafı pörsümüş bir çağda olmak, ölmekten de beter bir durum. Neyse! Olmanın peşini oldum olasıya bırakmıyorum. Tabutumun sırtlandığında bırakmış olurum.
Firavun karakterini tahlil ediyorduk. Nasıl bir hâl. Burada bir ış adamı anlattı: "Mısır'da iki müşteriye mal satıyorum. Bir tanesi SİSİ'ci, Diğeri MURSİ'ci. Sisi'ci olan bana dedi ki 'Bir kaç gün içinde Mursi gidecek inşaallah. Mübarek gelecek!..' Arap baharını hep beraber konuşmalıyız. Kim bizi TUFA'ya getiriyor? Bu evliliği kim yapıyor? Bu çocuğa kim isim veriyor? Arap baharı adı altında düğünü kimin iradesi ortaya koyuyor? Şimdi düğün yeri savaş yeri. Nerede Ümmetin basireti, bilinci, feraseti, tarih bilinci?
Firavun karakteri insanı cezbeder. Bireyin ruhunda varolan şeytansı yönünü depreştirir. "Allah Allah" diye sizi aldatır. Bakın İslam alemine. Saltanatından taviz veren hiç firavun gördük mü?